Bu içerikte, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı açıklamalara yer verilmektedir. Devlet Bahçeli’nin konuşmasından satır başları özetlenmiş ve Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ulusal ve uluslararası konular ele alınmıştır. Bahçeli, Türkiye’nin milli ülkülerini müdafaa etme kararlılığından ve dünya genelinde artan çatışmaların risklerinden bahsetmiştir. Ayrıca, İsrail başbakanı hakkında verilen tutuklama kararı konusuna da değinmiş ve Türkiye’nin küresel siyasetteki konumunu güçlendirmesi gerektiğini vurgulamıştır.
[ad 1]
Kaynak: www.hurriyet.com.tr
HABER MERKEZİ
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2024 10:37
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli‘nin konuşmasından satır başları şöyle:
Aziz dava arkadaşlarım, saygıdeğer misafirler, basınımızın temsilcileri, hepinizi hürmetle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden vatandaşlarımızı selamlıyorum.
Muzaffer olduğu kadar nice haksızlığa uğramış soylu medeniyetin varisleri olarak milli ülkülerimizi müdafaa kararlılığımız aksamamalıdır. En küçük ayrıntı devasa badirelere neden olacaktır. Kudretli olduğumuz dönemlerde ayağımızın altına halı gibi serilen kıtaların, yorgun ve zayıf düştüğümüzde nasıl da iki ucu keskin bıçağa dönüştüğü iyi bilinmekte. Hayat boşluk kaldırmaz tarih ise zafiyet kabul etmez.
Kırılgan bir devletin zorlu sınamalarda kazasız belasız çıkması kolay değildir. Türkiye’miz sistem sorununu restorasyon hamleleri ile çözmüş cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile taçlandırmıştır. Moral üstünlüğünü de takviye etmiştir.
Nükleer savaş sistemin çöküş alarmıdır. Durum ciddi ve kritiktir. Füzelerin ateşlendiği, nükleer başlıklı füzelerin bekletildiği karanlık görüş açımıza perde çekmiştir. Ne tarafa dönsek kanlı boğuşma sahneleri göze çarpmakta. Uluslararası sistem iflas bayrağını çekmiştir. Dünya ölümcül meydan okumaların sahnesine, kanlı vuruşmaların sahasına dönüşmüştür. Askeri basınçtaki yükseliş patlama seviyesine ulaşmıştır. Şiddetin pek çok varyantı tedavüle çıkmıştır. Türkiye hazır olmalıdır.
Genişleyen çatışma sarmalı dünyayı kasıp kavurmaktadır. 3 yıl içinde dünya genelinde çatışmalar yüzde 65 artmıştır, çatışmalardan etkilenen coğrafi alanlar yüzde 2.8’den yüzde 4.6’ya çıkmıştır. Hayatını kaybedenlerin sayısı yüzde 29 yükseliş kaydetti. 27 ülkede risk düzeyi yoğunlaşmıştır. Afrika’nın yüzde 10’u çatışma bölgesidir.
Ukrayna Rusya savaşı ile gerilim atmosferinin günden güne mesafe alması, batının Rusya’nın vurulmasına verdiği onay ve Rusya’nın cevabı kabus senaryolarını aktive etmiştir. Putin’in imzaladığı nükleer doktrini Biden’ın Ukrayna’ya verilen izinden sonra onayladığı ortadadır. Dünyanın tamamı korku tünelindedir. Putin’in söylemi 3. dünya savaşı ihtimalini gün ışına taşımıştır. Geçen yüzyılda yaşanan 2 dünya savaşlarının en ağır sonuçları ile yüzleşen Türk milletidir. Barışı sağlamak, müzakere arayışında olmak stratejik önceliğimiz olmalıdır.
Cumhurbaşkanımızın Putin ile telefon görüşmesi Türkiye’nin ahlaki duruşunun yanında barışsever millet olduğumuzu belgelemiştir. Birilerinin dolduruşuna gelerek maceraya atılmak milli güvenliğimizi riske atacaktır. Kimseden korkumuz yoktur ancak barışı canlı tutmak varken savaş diline müracaat etmek, fason kahramanlık taslamak devlet aklı ile, tarih şuuru ile bağdaşmaz.
Biden’ın aldığı kararlar sakattır. Başkanlık devir teslim töreni beklemeden insanlığı ateşe atmak için fırsat kollayan Biden’ın bir an önce ayrılması dünya barışı için muazzam bir hizmet olarak tarihe geçecektir. Hesaplaşmanın adresi bellidir, herkesin gözü üstümüzdedir. Alacağımız kararlar bölgesel akışı değiştirebilecektir. Türkiye dünyanın kemer taşıdır. Bu taş oynatılırsa gök kubbe herkesin başına yıkılacaktır. Türk ve Türkiye yüzyılı vizyonu için mücadelemizin menzile ulaşması için emek ve zaman harcayacağız. Cansa ihtiyaç olunan canımızı da severek bu uğurda feda edeceğiz. Yolumuzdan dönmeyeceğiz, davamızdan sapmayacağız. Coğrafyalar yanarken milli barışımıza ateş açanların uşaklarını yerle bir edeceğiz. Gün kısır çekişmelerin günü değildir. Gün kenetlenme günüdür.
Geçmiş olmadan gelecekten bahsedilmesi akıl karı değildir. Kızılelma rotasından ilerlemek milli ülküdür, ant olsun vakti geldiğinde gerçekleşecektir. Cihan yıkılsa da bizim cephemiz yıkılmayacaktır.
Geçen haftanın umut verici gelişmelerinden biri İsrail başbakanı ‘Caniyanhu’ için verilen tutuklama kararıdır. ‘Caniyahu’ köşeye sıkışmış ve sonu görülmüştür. İsrail’de soykırıma karışanlar her masum kanın hesabını verecektir.
Bu kararın yükümlülüğünden hiçbir ülke kaçamaz. ‘Caniyahu’ ile eski savunma bakanının uluslararası ceza mahkemesine taraf olan herhangi bir ülkeye gittiğinde tutuklanması gerekir. Çember daralmış, akıbet netleşmiştir. Soykırım suçlarından hesap sorulması sabır meselesidir. Bunlar azılı suçludur, bunların arkasında duranlar da suçlarına ortaktır. İnsanlık suçlarının en ağırı Gazze’de yaşanmıştır. BM sözleşmesinde belirtilen suçlar ile Cenevre savaş suçları sözleşmesinde savaş suçu olarak açıklanan suçlarda ‘Caniyahu’ ve savunma bakanının kaçışı söz konusu değildir.
Küresel siyaset denklemi yeni baştan kuruluyorken kabuğumuza çekilmemiz bir anlam taşımaz. Sözü dinlenen, ne diyeceği merak edilen bir Türkiye’nin yol haritası yeni baştan çizilen dünyada muhkem bir mevki olmalıdır. Türk ve Türkiye yüzyılı hedeflerini gerçekleştirmeliyiz. Siyasi hüllelerden ne kadar uzaklaşmamız gerekiyorsa o kadar uzağa gitmeliyiz. insanımızın arasına duvar örenleri hayatımızdan çekip çıkarmalıyız. Türkiye ve Türk milletinin tarihi mücadelesini onurluca sürdürmeliyiz.
Yorumlar kapalı.