“An itibarıyla işgalciler Gazze‘nin kuzeyinde yeni bir katliama giriştiler.
Duyuramıyoruz, durduramıyoruz, gelecek kuşaklar bizi affetsin…”
“Hep aynı. Bu sabah yine bir bombardıman, yine katliam. Çoluk çocuk bir aile daha yok oldu…”
“Barbarlık kelimesi yetmiyor; her yer yıkıldı, çocuklar enkaz altında…”
***
Bu yazıyı yazmak için klavye başına oturduğumda Gazze’deki basın mensuplarından gelen Telegram notlarının kısacık bir parçası yukarıda yazdıklarım.
Her saat gerçekleşen katliamların listesini koysam, sayfa yetmez.
Sahi durup da soran var mı?
Gazze’den bize haber geçen onlarca muhabire ne oldu?
İsrail, birer birer hedef alıp “akıllı” bombalarla vurdu hepsini…
Bir avuç kaldılar artık…
Ve her gün ailelerinin cenazelerini defnetmekle meşguller…
Böyle giderse İsrail’in soykırımından haberimiz bile olmayacak…
Ama bir dakika!
İtiraf edin…
Unutmuş gibiyiz zaten, öyle değil mi?..
İpin ucunu tam bıraksak, Gazze’nin oyup çıkartıldığı bir dünyaya başlayacak gibiyiz.
Neden?
Çünkü gündem öyle hızlı ve öyle güçlü biçimde yer değiştiriyor ki, durup bir noktada dikkatimizi toplamak iyice zorlaşıyor.
Eminim, Netanyahu en başından beri zamanın silindir gibi ezip düzleştiren gücüne ve gündemin kitleleri sarhoş eden etkisine güveniyordu.
***
Bütün toplumları saran siyasal ve sosyal rejimi biliyorsunuz, değil mi?
Demokrasi mi dediniz?
Güldüm bu cevaba, geçelim bence…
ENFOKRASİ rejiminde yaşıyoruz.
Enformasyon ağlarının ve dijital düzenin krallığında…
Zihnimiz bu ağlara teslim, kimliğimiz ise sürekli kayıt altında…
Demokrasi yavaştır; ağır ağır işlediğinde bir şeye benzer.
Enfokrasi çok hızlı…
“Değerli” olanla işi yok bu yeni otoriter düzenin; bütün varlığını “önemli” olanın gelip geçici etkisi üzerine inşa ediyor.
Uzun uzun anlatılabilecek olanı kestirmeden ifade edeyim…
Üzerimize atılan gündemlere BAŞKALDIRMAK zorundayız.
Ne için?
İNSAN olmak için…
***
Gündem değişir hep…
Bakalım elbette ama o kadar…
Esası ne biliyor musunuz?
Meselelerimiz olmalı!
Dert edindiğimiz meseleler; yoğunluğu asla azalmayan dikkatler…
Gazze budur işte!
***
NOT DEFTERİ
– Konuşmuyorsunuz?
– Arada bir tutulurum; kelimelere güvenim kalmaz. (NECİP FAZIL KISAKÜREK / Aynadaki Yalan)
Yorumlar kapalı.