Bu içerikte, ABD’de yapılan seçimler sonucunda Demokrat Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Donald Trump arasında tercih yapıldığı ve Trump’ın 277, Harris’in ise 224 delege kazandığı belirtilmektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trump için kullandığı ‘dostum’ ifadesi ve Ankara’nın Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda izleyeceği strateji üzerine detaylar yer almaktadır. Ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın seçim sonucunun dış politikayı değiştirmeyeceği mesajı ve Türkiye’nin ABD ile olan ilişkilerindeki kritik başlıklar ele alınmaktadır. Trump’ın yeni döneminde Türkiye’nin beklentilerine olumlu yaklaşabileceği belirtilirken, İsrail politikası ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi konular da ele alınmaktadır. Türkiye’nin kendi milli menfaatleri doğrultusunda dış politikasını sürdüreceği vurgulanmaktadır.
Kaynak: www.hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2024 16:30
ABD’de sandığa giden milyonlarca seçmen, Demokrat Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Donald Trump arasında tercihini yaptı. Kesin olmayan sonuçlara göre Trump 277, Harris 224 delege kazandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tebrik mesajında Donald Trump için ‘dostum’ ifadesini kullandı. Ankara, Trump’ın yeniden başkan seçilmesine ne diyor? Detayları CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova anlattı.
CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova detayları şu ifadelerle aktardı;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tebrik mesajında ‘Dostum Trump’ hitabını kullandı. Bu dikkat çekiciydi. Açıkcası Türkiye, Biden yönetimi ile bu sıcaklığı yakalayamamıştı. İletişim ve diyalog kanallarının işletilmesi bakımından Trump ile önceki dönemde liderden lidere diplomasi yürütülebilmişti. Biden ve Başkan Yardımcısı Harris ile bu sağlanamadı.
Ancak Ankara meseleyi genel olarak Trump ve Harris ile ilgili “İki ülkenin çıkarları örtüşmediğinde hangisi daha iyi partner olur?” sorusu üzerinden değerlendirdi. Şimdi strateji Trump’ın kazanması ile ona göre şekillenecek. Netice itibariyle her ülke kendi milli menfaatleri doğrultusunda politika üretir.
Günün sonunda Trump ve Harris için de yüksek Amerikan çıkarları önceliklidir. Tıpkı Türkiye için kendi milli menfaatleri öncelikli olduğu gibi… Burada Türkiye açısından kritik noktalarda takınacakları tutum ve yöntem önemli.
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN’DAN İLK YORUM
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan “Seçim sonucu dış politikamızda ciddi bir değişikliğe yol açmayacak” mesajını verdi. Ankara kendi pozisyonunu koruyacak. Hassasiyetleri belli, ABD ile ilişkilerde iki kritik başlık var.
1- TERÖRLE MÜCADELE-PYD-YPG’YE VERİLEN DESTEK FETÖ’NÜN HİMAYESİ
2- PATRİOTLARIN SATIŞININ GERÇEKLEŞMEMESİ ÜZERİNE S-400 ALIMI SONRASI GÜNDEME GELEN CAATSA YAPTIRIMLARI-NATO MÜTTEFİKLİK RUHUNA AYKIRI KISITLAMALAR/F35 PROGRAMINDAN TÜRKİYE’NİN ÇIKARILMASI
Bu iki başlıkta baktığımız zaman Trump döneminde;
*ABD’nin terör örgüyü PKK/YPG’ye desteği sürdü.
*Suriye’deki ABD askerlerini çekme eğilimi oldu ama Pentagon ve CENTCOM’un baskısı ile süreç zamana yayıldı.
*Trump, Suriye’de, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’na yeşil ışık yaktı ama sonra Barış Pınarı Harekatı dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yaptırım uyguladı.
Türkiye sınırına yakın bölgelerde konuşlu Amerikan askerlerinin çoğu Barış Pınarı Harekatı sırasında çekildi. Ancak ABD, Suriye’den tamamen çıkmadı ve terör örgütüyle ilişkilerini kesmedi. Türkiye’ye geçici bir avantaj sağlasa da çekildiği yerlere Rusya yerleşti.
Şimdi Başkanlığının yeni döneminde Suriye ve Irak’ta Türkiye’nin beklentilerine dönük olumlu yaklaşımlar sergileyebilir.
Fidan, “Seçimden sonra ABD Suriye’den ve Irak’tan çekilmeyi masaya yatırabilir” dedi. ABD birlikleri orada bulundukları sürece saldırıya açık vaziyetteler diğer yandan DEAŞ ile mücadele koalisyonunun da varlığı artık tartışılıyor. Fidan, “Afrika’ya kaydırılmak isteniyor” mesajlarını verdi.
Bu iki başlıkta “ABD, NATO müttefiki Türkiye ile konuşarak hareket edecektir” beklentisi var. Nitekim bir süredir zaten bu konular ele alınıyor. Asıl mesele YPG yani SDG ne olacak? Ankara sınırın 30 km derinliğine çekilmelerini ve silahsızlandırılmalarını talep ediyordu. ABD’nin tutumuna bağlı sınırın 50-100 km aşağısına indirilmeleri ve Türkiye’ye karşı kullanılmamaları sağlanırsa bu da bir kapı aralar.
Türkiye F-35 savaş uçağı programından uygulandı, yaptırımları uygulandı. Yeni döneminde Trump Türkiye için ayrılan F-35’leri verebiliriz der mi? Buna bir formül bulunur mu? Bazı beklentiler var. Türkiye’ye ayrılan ilk etapta 6 uçak vardı. En azından parası ödenen uçakların Türkiye’ye teslimi söz konusu olabilir mi? Trump daha güçlü Senato ve Temsilciler Meclisi’nde de çoğunluğu var.
Ama şunu da unutmamak lazım. Daha önce Trump döneminde art arda Türkiye’ye yaptırımlar uygulanmıştı. 4 yıllık görev sürecinde ikisi Brunson davası, ikisi S-400 alımı, biri de YPG/PKK’ya yönelik operasyonlar olmak üzere “Türkiye’ye 5 kez yaptırım uygulamış ABD başkanı” olarak tarihe geçti. Bu anlamda da Ankara temkinli bir pozisyonda olacaktır.
En kritik başlık ise İsrail politikası olarak niteleniyor. Trump’ın daha önceki başkanlık döneminde İsrail politikası Türkiye ile gerilime yol açtı. ABD Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı, büyükelçiliğini oraya taşıdı. Yeni dönemde de en büyük risk İsrail konusu diye bakılıyor. Bu başlıkta Trump nasıl bir politika izleyecek önemli olacak. Netanyahu’nun saldırgan tutumunu sürdürmesinin, ABD seçim sonuçlarına kadar geri adım atmaması, Trump beklentisi ile yorumları vardı. Şimdi mesele Trump’ın Netanyahu’yu daha da teşvik edici bir pozisyon alıp almayacağı.
Rusya-Ukrayna savaşın konusunda ise Trump döneminde anlaşma masasına daha yaklaşılabileceği yorumları var. Orada her iki taraf ile konuşabilen tek ülke olan Türkiye’nin pozisyonu ve ağırlığı artacaktır.
Donald Trump ulusal çıkarları ön planda tutan şahin ve öngörülemez hızlı kararlar alabilen bir siyasetçi. Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki ağırlığı göz önüne bulunduğunda özgün politikaları hayata geçirebilir.
Ancak burada Amerikan müesses nizamının rolü de önemli olacak. Bu kez ABD derin devletinin elinde onu yönetecek kozlar olduğu, dolayısıyla daha yönetilebilir bir Trump’tan söz edilebileceğini düşünenler de var.
Türkiye için kendi milli menfaatleri doğrultusunda kendi dış politikasını sürdüreceğini söylemek mümkün. O noktada kritik meselelerin siyaseten diplomatik yollarla çözülmesi için Ankara ABD ile diyaloğa hazır.
Yorumlar kapalı.