Bu içerikte, son günlerde yaşanan gelişmeler ve tartışmalar üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasındaki ilişkiye ve çözüm sürecine odaklanılmaktadır. Bahçeli’nin Öcalan çıkışı ve devletin hazırlıkları ile ilgili detaylar aktarılmakta, siyasi aktörlerin tutumları eleştirilmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk başdanışmanının açıklamaları da yer almaktadır. Devletin yeni bir paradigma değişikliği yaşadığı vurgulanmakta ve Türkler ile Kürtler arasındaki ortaklığın önemi vurgulanmaktadır. Siyasetçilerin, akademisyenlerin ve gazetecilerin bu yeni sürece odaklanmaları ve Türkiye için nasıl bir gelecek oluşturabileceklerine dikkat etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.
[ad 1]
#Devlet #bir #paradigma #değiştirdi #bir #çağrı..
Kaynak: www.sabah.com.tr
Son günlerde yeni bir çözüm süreci mi başlayacak tartışmalarına neden olan ve bir yanıyla merak edilen ama bir yanıyla da daha çok ortalığın karıştırılması için ısrarla sorulan bir soru var: “CumhurbaşkanıErdoğan, Bahçeli’nin çıkışındanhabersiz miydi?”
Kastedilen, son bir aya damgasını vuran, içeride ve dışarıda da çok tartışılan MHP Lideri Devlet Bahçeli‘nin 22 Ekim’deki Öcalan çıkışıydı.
“Terörsüz Türkiye” nasıl gerçekleşir diye kafa yoran aydınların bile cesaret edemediği bu çıkış, doğal olarak siyaset üretmeyen ve sadece polemikler ve algı operasyonlarıyla günü kurtarmaya çalışan “yeni nesil” siyasetçileri bir hayli şaşırttı. Çoğu da bu çıkışı, sanki Bahçeli’nin bir anda aklına gelmiş gibi yorumladı.
Oysa sadece Başkan Erdoğan‘ın son aylarda dikkat çeken açıklamaları ve özellikle de “iç cepheyi güçlendirme” çağrıları bile, devletin Kürt meselesine, bölgedeki gelişmelere ve terörü sıfırlamaya ilişkin bir hazırlık içinde olduğunu gösteriyordu.
Bu hazırlığın pratik adımını Bahçeli, 1 Ekim’de Meclis’te DEM Partililerin elini sıkarak attı. Arkasından gelen grup konuşmaları ve en son 22 Ekim’deki Öcalan çıkışı bu el sıkmanın basit bir “siyasi hamle” olmadığını, ciddi bir hazırlığa ve arka plana dayandığını gösterdi.
Olaya sorumluluk ve ciddiyetle yaklaşanları bir yana bırakıyorum, özellikle siyaset üretmesi gereken muhalefet cephesindeki aktörler, onlara akıl veren akademisyenler ve bir kısım gazeteciler ne yazık ki bir devlet inisiyatifi olarak başlatılan bu hamlenin ne anlama geldiğini tartışmak, katkı sunmak, hatta risklerini göstermek yerine “kışkırtıcı” bir dille işin olmazlarını öne çıkartarak olaya siyasi kazanç gözüyle bakıp bir kez daha tarihin ters yerinde durdu. Bu Türkiye açısından bir talihsizlikti.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan,Bahçeli’nin çıkışından habersizmiydi?” sorusu tam da böyle bir talihsizliktive ısrarla gündemde tutulmasınınarkasında meraktan çok şeytani birakıl vardı. Görmedikleri ve görmek istemedikleriise çıkışın hem ortak bir iradeyehem de bir yılı aşkın bir hazırlığadayanmasıydı.
Bu gerçeği, en net biçimde Ekol TV’de Tolga Candaş Işık‘ın programına katılan CumhurbaşkanıErdoğan‘ın Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum anlattı:
“Devlet bir paradigma değiştirdi.Bu bir çağrı… Türklerinve Kürtlerin ortaklığı ve birlikteattıkları adımlar üzerine gerekCumhurbaşkanımız gerekse SayınBahçeli açıklamalarda bulundu.
Şu anda yapılan açıklamalarabakarak bunun bir çözüm süreciolduğunu söyleyemeyiz. Bu birdevlet inisiyatifidir. Buna böylebakmak lazım. Devlet bu konudabir inisiyatif almıştır ve terörsüzTürkiye hedefine ulaşmak adınada atacağı adımlar olacaktır.”
Sonra da bu tarihi perspektifi görmezden gelenlerin o sorusuna net bir cevap verdi:
“Aralarında çok büyük biruyum var. Her türlü siyasi konuhakkında gelişkin bir işbirliğive işbölümü var. Devlet başkanısıfatına sahip Cumhurbaşkanıile Cumhur İttifakı’nın çok güçlülideri Sayın Bahçeli arasında biruyumsuzluk olduğunu düşünmektamamen provokatif, tamamenoperasyonel amaçlı ileri sürülenlaflardır.”
Şimdi siyasi aktörler, akademisyenler ve gazeteciler eğer ülkeleri için bir şeyler yapmak istiyorlarsa öncelikle, “Devlet bir paradigmadeğiştirdi. Bu bir çağrı…” sözüne ve “Türklerin ve Kürtlerinortaklığı”yla nasıl bir Türkiye fotoğrafı çıkacağına odaklanmalı.
Yorumlar kapalı.