Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Aziz milletim, kıymetli yol ve dava arkadaşlarım; sevgili çocuklarımız, saygıdeğer misafirler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.
Öncelikle sergiledikleri bu güzel performans için yavrularımızı tebrik ediyor gözlerinden öpüyor, tüm yavrularımıza rabbimden güzel ömürler niyaz ediyorum.
BM insan hakları beyannamesinin 76. yılı için düzenlenen programda sizlerle bir araya gelmenin bahtiyarlığı içindeyim.
Bölgemizde ve dünyanın farklı yerlerinde ümidini Türkiye’ye bağlamış kardeşlerime de selamlarımı gönderiyorum. Gazze’de ve işgal edilmiş Filistin topraklarında hayat mücadelesi veren kardeşlerimi selamlıyorum. Buradan milletimin dayanışma mesajlarını yoluyorum.
61 yıllık zulmün, baskının ardından özgürlüklerine kavuşan Suriyeli kardeşlerimize, Suriye’nin kahraman halkına da en derin muhabbetlerimi iletiyorum.
Her yıl 10 Aralık’ta kutlanan insan hakları günün mağdur kardeşlerimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyorum. Beyanname dünyada en çok referans verilen ama içeriğin uygulanmasında aynı hassasiyetin gösterilmeyen belgedir.
İlan edildiği dönemde insanlık için büyük umut edilen beyanname örselenmiş, gücü elinde tutan devletler tarafından kadük bırakılmıştır. En acı örneği bizim gönül coğrafyamızda yaşandı.
İsrail’in terör estirdiği günün de miladı olmuştur bu beyanname. Bu toprakların asıl sahiplerini sürgün etmeye devam ediyor. Srebrenitsa’da 800 bin insanın hayatını kaybettiği soykırıma kadar farklı insan hakları ihlallerine şahitlik ettik.
Suriye’de tarihin en vahşi zulmü yapılırken, lafa gelince demokrasi havarisi kesilenlerden hiçbir ses duyulmadı.
Bölücü örgütlerin terör eylemlerinde vatan evlatlarımızı şehit verdik. İşkence ile katledilen nice insanımız oldu. 15 Temmuz gecesi 252 insanımız FETÖ’cü hainler tarafından kalleşçe şehit edildi. Eleştiri okları üzerimize yönelirken caniler batılı ülkeler tarafından kollanıp baş tacı yapıldı.
İnsan hakları günümüzde siyasallaştırılmış bir kavramdır. Çoğu zaman siyaset mühendisliği projelerinde araç olarak kullanılmakta. Sadece dünyanın belli bölgelerinde uygulanan imtiyazlı haklar olarak algılanıyor. İşin özünde renk köken ve inanç üzerinden daraltılmış bir insan hakları tanımı yapılıyor.
İnsan haklarına riayette gerilemenin temel nedeni sınıfsal riyakar politikalardır. Biz insanı yaşat ki devlet yaşasın tasavvur sahibi milletiz. Millet olarak tarih boyunca nerede zulüm varsa kimseden çekinmeden sesimizi yükseltip tavrımızı ortaya koyduk. Musevilere kapısını açıp hayatlarını kurtaran bizdik.
Yorumlar kapalı.