Bu içerikte Aile Bakanı Derya Yanıkaya’nın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı”ndaki konuşmasından özetlenen bilgiler yer almaktadır. Yanıkaya, Türk milletinin temel dayanağı olan aile yapısının korunması ve güçlendirilmesinin öneminden bahsetmiş ve ailenin toplumun en temel unsuru olduğunu vurgulamıştır. Aile yapısını tehdit eden küreselleşme ve ideolojik akımlara karşı mücadele etmenin önemine değinmiş ve aile içi şiddetle mücadeleye dair atılan adımlardan bahsetmiştir. Yanıkaya, Türkiye’nin büyük ve güçlü olması için güçlü aile yapısının önemine vurgu yapmıştır.
Kaynak: www.hurriyet.com.tr
Yerlikaya, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Yemek ve Sergi Salonu’nda düzenlenen “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı”ndaki konuşmasında, Türk milletinin temel dayanağı ve toplumsal omurgası olan ailenin yapısını koruma ve güçlendirmenin hayati önem taşıdığını belirtti.
Ailenin, insanlığın varoluşundan bu yana toplum olmanın en temel unsuru olduğunu ifade eden Yerlikaya, “Milletlerin varlık ve birliğini sürdürmesinde de en önemli dayanak şüphesiz ailedir. Millet olarak, tarihin önümüze koyduğu her türlü zorluğu güçlü aile yapımızla aştık. Büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu coğrafyada bizler için aile, sadece biyolojik bir bağı ifade etmez. Birliği, beraberliği, müşterek hayatı, bir arada yaşama kültürünü, birlikte mücadele etmeyi, birlikte var olmayı, medeniyetimize, tarihimize ve coğrafyamıza ait olmayı ifade eder.” diye konuştu.
Yerlikaya, gelinen aşamada ideolojik mahiyet kazanan küreselleşmenin, aile kurumunu parçalamaya yönelik çok ciddi tehditleriyle karşı karşıya olunduğunu dile getirdi. Değerleri aşındırmaya çalışan bu akımların, büyük finans kaynaklarından beslendiği ve uluslararası kurumlar tarafından da desteklendiğinin acı bir gerçek olduğunu söyleyen Yerlikaya, şöyle devam etti:
“Maddenin manaya tahakkümünü, ‘aydınlanma’ olarak gören zihniyetin, çürümüşlüğünü dayatmaya çalıştığı bir dönemden geçiyoruz. Bilhassa gençlerimizi hedef alan bu kirli zihniyet, çeşitli sapkın ideolojilerin, gençlerimizi kıskacına almasına zemin hazırlamaktadır. Özellikle LGBT gibi sapkın oluşumlar, cinsiyetsizlik kavramları, aile yapımızı tehdit eden en büyük tehlikelerdendir. Tarihi ve kültürel müktesebatımızın da ötesinde, insan varoluşuna, fıtri doğamıza aykırı olan bu sapkın akımlara karşı, gençlerimizi ve aile yapımızı her türlü tehditten korumak adına kararlılıkla mücadele etmek bizim için bir beka ve ikbal meselesidir.”
“AİLE, BİZİM CANLILIK HÜCREMİZ, İLK MEKTEBİMİZ, VARLIK EVİMİZDİR”
Bakan Yerlikaya, büyük ve güçlü Türkiye’nin geleceğinin, güçlü aile ile mümkün olduğuna işaret ederek, “Aile, bizim canlılık hücremiz, ilk mektebimiz, varlık evimizdir. Cumhurbaşkanlığımız tarafından yayımlanan genelge ile yürürlüğe giren Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı çerçevesinde İçişleri Bakanlığı olarak, bizlere de önemli görevler düşmektedir.” ifadelerini kullandı.
Bu kapsamda bakanlığının, üç ana faaliyet alanından doğrudan sorumlu olduğunu, 7 faaliyette de ilgili kurum olarak yer aldığını anlatan Yerlikaya, ana faaliyette ilk olarak, “Afete Hazır Aile Eğitimlerinin” yaygınlaştırılmasının hedeflendiğini kaydetti.
Yerlikaya, mahalle muhtarları ve apartman yöneticilerine, afet bilinci ve toplanma alanlarına ilişkin eğitimlerin verilmesinin planlandığını da aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son ana faaliyetimizde de kaymakam adayları ile kolluk personelimiz, yardımcı yargı personelimiz ve adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerindeki uzmanlarımıza aile ve sosyal hizmet temelli dersler verilecektir. Bakanlığımızın ilgili kurum olarak yer aldığı diğer 7 faaliyette ise AFAD’ın öncülüğünde yürütülecek çalışmalarda afet ve acil durumlara ilişkin afet okuryazarlığı eğitim modülleri oluşturulacaktır. Okullarda velilere yönelik, afet farkındalık programları yürütülecek ve afet müdahalesindeki yerel mekanizmaların aile odaklı yaklaşımları güçlendirilecektir.”
Yerlikaya, aile içi şiddet ve aile düzenine karşı işlenen suçlarla, bu suçların nedenlerinin analiz çalışmalarını yapmanın, nüfus yapısındaki değişimlere uyum adına hukuki düzenlemelerin gözden geçirilmesinin, yabancı uyruklu ailelerin uyum süreçlerini destekleyecek rehberlik hizmetlerinin artırılmasının, şehit ve gazi ailelerine psikososyal destek hizmetlerinin genişletilmesinin hedeflenmesinin, bakanlığının diğer görev alanlarından olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen “Türkiye Yüzyılı” vizyonu çerçevesinde, aileyi tehdit eden unsurlara karşı, koruyucu, önleyici ve güçlendirici faaliyetleri aralıksız yürüttüklerinin altını çizen Yerlikaya, bu kapsamda önemli adımlar attıklarına dikkati çekti.
Bakan Yerlikaya, AFAD’ın koordinasyonunda “Afete Hazır Aile Eğitimleri” çerçevesinde 1 milyon 830 bin 368 aileye, afet bilinci eğitimi verildiği bilgisini paylaşarak, “Okullarda 3 milyon 223 bin 793 öğrencimize afet ve acil durum farkındalığı kazandırıldı. 1903 muhtarımıza afet ve toplanma yeri eğitimleri verildi. 25 bin 242 personelimize aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi eğitimi, 18 bin 88 personelimize ise aile içi iletişim eğitimi verildi. Emniyet ve jandarma teşkilatımız bünyesinde toplam 1287 Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliği oluşturulmuş olup, ülkemizin her bölgesinde çalışmalarımız devam etmektedir.” dedi.
“TOPLUMUN HUZUR VE GÜVENİ, AİLENİN HUZUR VE GÜVENİNE BAĞLIDIR”
Deprem felaketi sonrası AFAD koordinasyonunda kurulan konteyner kentlerde 131 bin 508 aileye geçici barınma imkanının sağlandığını ve ihtiyaç sahibi ailelere gıda ile temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri adına ESEN Kart üzerinden destek verildiğini dile getiren Yerlikaya, şunları kaydetti:
“KADES uygulaması şimdiye kadar 7 milyon 365 bin 755 kişi tarafından indirilmiştir. Bugüne kadar bu aplikasyondan 862 bin 207 asıllı ihbar alınmıştır. Aile yapımızı korumak, toplumsal huzur ve istikrarımızı sağlamak için elzemdir. Dünyanın her yerinde, toplumun huzur ve güveni, ailenin huzur ve güvenine bağlıdır. Toplumun ve ailenin huzurunu kaçıracak her türlü etki ve etkileşimin karşısında olduk ve olmaya devam edeceğiz.
Kimlik karmaşasının ve kültürel yozlaşmanın dayattığı küreselleşme çağında, ailemize ve aile değerlerine sahip çıkmak zorundayız. İnsan neslini yok etmeyi amaçlayan sapkınlıklara yol vermeyeceğiz. Gençlerimizi, kültürümüzü tehdit eden zararlı etkilerden korumak için her türlü mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Dijitalleşmenin ve sosyal medya platformlarının olumsuz etkilerine karşı mücadelemiz devam edecek. Büyük ve güçlü Türkiye yolunda, aile yapısını güçlendirme hedefiyle hareket edeceğiz.”
Yorumlar kapalı.