Bu içerikte, Suriye muhalefet güçlerinin ülkeyi ele geçirmesi ve uzun süreli Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından ülkenin kontrolünü ele almak için görüşmeler yaptığı anlatılmaktadır. HTS lideri Ahmed al-Sharaa’nın, eski Başbakan Mohammed al-Jalali ile geçiş sürecini görüşmek üzere bir araya geldiği belirtilmektedir. Geçiş hükümetinin oluşturulması görevi, HTS’ye yakın olan ve İdlib merkezli Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin başında bulunan Mohammed al-Bashir’e verilmiştir. Yeni hükümetin, yeni kazanılan topraklar üzerinde kontrolü sağlamlaştırma, hükümet kurumlarını yeniden şekillendirme ve Suriyeli sürgünleri ve yerinden edilmişleri geri getirme konularına öncelik vereceği belirtilmektedir. HTS liderliğindeki muhalefet güçlerinin hızlı ilerleyişi, ülkenin 13 yıllık iç savaşında bir dönüm noktası olduğunu göstermektedir. Al-Assad’ın iktidarda kalırken, insan hakları örgütlerinden sert crackdownlar, işkenceler ve zorla kaybetmeler gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldığı ifade edilmektedir. HTS, yeni liderlik altında sert çizgisini yumuşatmaya çalışarak, al-Assad’ın rejimi altında zorla askere alınan askerler için af ve dini azınlıkların korunması konusunda taahhütte bulunmaktadır. Ancak, savaş suçlarıyla suçlanan üst düzey askeri ve güvenlik yetkilileri için “sadece ceza” talep edileceği vurgulanmaktadır. UN İstihbarat Komisyonu, “Suriye halkının son 14 yılda yaşadığı acımasız şiddet ve zulüm için tarihi bir başlangıç” olduğunu belirtmektedir. Amnesty International’ın başı Agnes Callamard ise “En önemli adımın adalet ve intikam değil, adalet olduğu” ifadesini kullanmaktadır.
[ad 1]
Kaynak: www.aljazeera.com
Yorumlar kapalı.