Bu içerik, Alzheimer hastalığının iki farklı fazı olduğunu ve bu hastalıkta bir tür sinir hücresinin özellikle savunmasız olduğunu belirten 84 ceset beyninden hücrelerin incelenmesini içeriyor. Çalışma, Alzheimer hastalığının erken fazında belirli bir sinir hücresi türü olan somatostatin inhibisyonlu sinir hücrelerinin ölümünün başladığını gösteriyor. Bulgular, Alzheimer tedavilerinin hastalığın erken evrelerinde daha etkili olabileceğini ve savunmasız inhibitör sinir hücrelerini korumanın bir strateji olabileceğini öne sürüyor. Ayrıca, yeni araçlar ve tekniklerin detaylı bilgileri açığa çıkarabildiği ve milyonlarca beyin hücresi hakkında bilgi sağlayabildiği göz önüne alındığında, Alzheimer hastalığı hakkındaki bilim insanlarının anlayışının nasıl değiştiğini gösteriyor. Bu içerikte, beyinde bağışıklık fonksiyonu ile ilişkili hücrelerin daha aktif hale geldiği belirtilmektedir. Yapay zeka ve yeni görüntüleme ve genetik tekniklerinin kullanılması sayesinde, araştırmacılar daha önce fark edilmeyen diğer değişiklikleri aramayı başardılar. Araştırmacılar, hastalığın erken evrelerinde özellikle kaybolabilecek belirli türde nöronlar gibi savunmasız hücre popülasyonlarını arıyorlardı. Beklentilerine göre, beyinde uzak bölgelere bağlantılar oluşturan ve diğer nöronların ateşlenmesini teşvik eden hücreler olan uyarıcı nöronlarda değişiklikler bulacaklarını düşünüyorlardı. Ancak, ilk kaybolan hücrelerin aslında bazı inhibisyon nöronları olduğu ortaya çıktı. Bu inhibisyon nöronları, yakındaki uyarıcı nöronlarla bağlantılar oluşturarak aktivitelerini kontrol eden hücrelerdir. Alzheimer hastalığında erken dönemde kaybolan belirli türde inhibisyon nöronlarının, Alzheimer hastalarında azalan somatostatin adlı bir kimyasal haberci salgıladığı belirtilmektedir. Somatostatin nöronları, hafıza ve düşünmeye dahil olan beyin ağlarının aktivitesini kontrol etmeye yardımcı olur. Bu hücrelerdeki herhangi bir azalma, beyindeki inhibisyon ve uyarıcı nöronlar arasındaki hassas dengeyi bozabilir. Epilepsi ve bazı diğer beyin bozukluklarının, dengesizlik sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Eğer bu durum geçerliyse, tedavinin çok fazla inhibisyon nöronu kaybolmadan başlaması gerekeceği belirtilmektedir. Yeni çalışma, bunun mümkün olabileceğini öne sürmektedir. Hastalığın başlangıcında yavaş ilerleyen bir sürecin olması, müdahale etme fırsatı sunmaktadır.
Kaynak: www.npr.org
Yorumlar kapalı.