Bu içerikte, Türkiye’de kadın hakları açısından son 22 yılda yapılan yasal düzenlemeler ve kadına yönelik şiddetle mücadelede atılan adımlar ele alınıyor. 2003’ten itibaren “Eşit işe eşit ücret” ilkesi, engelli çocuğu olan annelere erken emeklilik hakkı tanınması, kadın-erkek fırsat eşitliğinin güçlendirilmesi, doğum ve süt izinlerinin düzenlenmesi gibi konular inceleniyor. Ayrıca, kadına karşı şiddetle mücadelede alınan önlemler ve 2022’de kadına yönelik suçlarda cezaların artırılması, şiddet mağdurlarına ücretsiz avukat hakkı sağlanması gibi gelişmeler de ele alınıyor. Sosyolog ve aile danışmanı İsmail Öz’ün görüşleri de paylaşılarak, kadına yönelik şiddetin savunulamayacağı vurgulanıyor. Kadın haklarının önemi ve toplum için temel kutsallar olarak kadının değeri vurgulanıyor.
[ad 1]
#yılda #kazanılan #haklarınızı #bilin
Kaynak: www.sabah.com.tr
Bugün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü. Türkiye’de de kadın hakları açısından 22 yıldır süren AK Parti iktidarı döneminde kadınlara yönelik pek çok yasal düzenleme yapıldı. Kadının iş hayatındaki sorunlarına çare olması açısından yasal düzenlemelerin yanı sıra kadına yönelik şiddet kapsamında da adımlar atıldı. Bunlardan bazıları şu şekilde: 2003’te, “Eşit işe eşit ücret” ilkesi getirildi. 2008’de engelli çocuğu olan annelere erken emeklilik hakkı tanındı. 2010’da kadın-erkek fırsat eşitliği daha da güçlendirilerek pozitif ayrımcılık Anayasa’ya girdi. 2011’de doğum ve süt izinleri 16 hafta olarak düzenlendi. 2013’te kamusal alanda kılık kıyafet özgürlüğü sağlandı.
2016’da annelik izni sonrası ücretli yarı zamanlı çalışma hakkı getirildi. 2018’de işverenlerin kreş desteği vermesi durumunda gelir vergisinden düşürülmesi sağlandı. 2021’de kadına karşı şiddetle mücadelede 6284 sayılı kanunda “teknik yöntemlerle takip” hususu düzenlendi. 2022’de kadına yönelik suçlarda cezalar artırıldı ve şiddet mağdurlarına ücretsiz avukat hakkı sağlandı. Israrlı fiziken takip etmek ısrarlı takip suçu sayıldı. Takdiri indirim nedenlerinin kapsamı daraltıldı.
Konuya ilişkin SABAH’a konuşan sosyolog ve aile danışmanı İsmail Öz, “Kültürel yanlışlıkları çıkardığınızda İslam inancı da kadın ve erkeği birer rakip değil, birbirlerinin tamamlayıcısı olarak görür. Kadın elbette fiziksel olarak erkekten daha zayıf olduğu için çok daha fazla korunmaya ve kollanmaya ihtiyaç duyacaktır. Fakat medeni toplumlarda fiziksel kuvvet değil de aklın kuvveti öne çıkacağı için öncelikle ciddi bir kültürel inkişafa ihtiyaç vardır. Kadına şiddet savunulamaz ve insanın yaşaması için merhamet ve anlayış gerekli. İbadethaneler, mezarlıklar ve kadın her toplumun her koşulda yaşatmaya çalıştığı en temel kutsallarıdır. Kadın yoksa insan yoktur, toplum yoktur, devlet yoktur” diye konuştu.
Yorumlar kapalı.